s,
Yeni bir Fatih beklemeyin çocuklarınızı Fatih gibi yetiştirin!
Yeni bir Fatih beklemeyin çocuklarınızı Fatih gibi yetiştirin!
Sultan
İkinci Murad Han Hacı Bayram Veli’den İstanbul’un fethi ne
zaman olur diye nasihat ister.
Hacı
Bayram Velî derin bir tefekküre dalmış, onu dinliyordu. Sultanın
sözü bittikten bir süre sonra:
"Sultanım!
Bu şehrin alınışını görmek ne size, ne de bize nasîb olacak.
İstanbul'u almak, şu beşikte yatan Muhammed'e (Fâtih Sultan
Mehmed Han) ve onun hocası, bizim Köse Ak Şemseddîn'e nasîb olsa
gerektir." müjdesini verdi.
Bu
müjdeden sonra Sultan Murad, Şehzede Mehmed’in en iyi eğitimi
alması için ülkedeki en iyi hocaları görevlendirir.
Saray
geleneğine göre şehzadeler (padişahın oğulları) ve sultanlar
(padişahın kızları) dört yaş, dört ay, dört günlükken
eğitime başlardı. Şehzade de 4 yaşında okuma, yazma gibi
eğitimlerine başlar.
Şehzade
Mehmed henüz altı yaşındayken Amasya valisi olur. Şehdaze’ye
hocaları ve devlet görevlileri yol göstererek onun devlet
yönetimini öğrenmesini sağlarlar.
Şehzade
Mehmed henüz yedi yaşlarında iken hocası Ak Şemseddin kulağına
eğildi ve başarının en önemli kuralını fısıldadı:
“Hedefini
tespit etmelisin.”
Önce
hedef belirlendi: “ İstanbul mutlaka fethedilecektir.”
Ak
Şemseddin hedef tespitinden sonrasını da söyledi:
“Dağ
ne kadar yüksek olursa olsun, yol onun üzerinden geçer. Sen dağ
olmaya heveslenme, asla gururlanma; yol ol ki, herkes senin üzerinden
geçerken, sen dağların bile üzerinden geçesin.”
Şehzade
“Hocam, ya şartlar elverişli olmazsa?” diye sordu.
Ak
Şemseddin hiç duraksamadan cevap verdi:
“Şartlara
teslim olmazsan şartlar değişir, sana teslim olurlar. Çok
çalışır, çok dua eder ve çok istersen Allah’ın rahmeti
tecelli eder, rahmet tecelli ettiğinde nice olmazlar olur.”
10
yaşında Manisa valisi olur. Manisa’da artık büyük bir adam
gibi devlet işlerinden anlamaktadır henüz tamamen karar vermesine
izin verilmese de olayların nasıl çözüldüğünü anlamıştır
genç şehzade
Şehzade
Mehmed meslek olarak top dökümcülüğünü seçmiş ve İstanbulu
Fethetme yolunda belki de ilk adımı atmıştı.
Şehzade,
Molla Gürani’ye sordu: Nedir efendim, yapmam gereken şey?
-
Alim, adil. dirayetli bir komutan olacaksın. Önceki kuşatmaların
niçin başarısız olduklarını araştırıp gerekli tedbirleri
alacaksın. Bunun için de Maddi ve manevi bütün ilimlere sahip
olacaksın.
-
Bunun için var gücümle çalışacağıma emin olabilirsiniz.
-
Eminim evladım. eminim.
Şehzade
12 yaşında Arapça , Farsça ve İtalyancayı tamamen öğrenmiştir.
Kılıç kullanmadan , at binmeye kadar bir adamın yapabileceği her
şeyi öğrenmiştir. Bu arada Hafız olmuştur ve 19 yaşına kadar
namazlarından bir vakit bile kaçırmamıştır. Yani artık
ihtiyacı olan tek şey tecrübedir.
Şehzade
12 yaşında iken Edirne’ye çağrılır. Sultan Murad
yanındakilere şu duyuruyu yapar:
Şehzade’min
her dileği benim dileğim; her emri , benim emrimdir. Sözünün
üstüne söz konmaya!
Bundan
bir kaç ay sonra Sultan Murad tahtı Şehzade Mehmed’e bıraktığını
duyurur.
Sultan
Murad çevresindekilere dinlemeye çekileceğini söylemiştir fakat
asıl amacı İstanbul’u feth edecek kişinin devlet yönetmeyi
öğrenmesini istemesidir ve bu olay Şehzade Mehmed’in özgüvenini
arttırmıştır.
12
yaşında Padişah olan Sultan Mehmed bir çok düşmanı bir anda
karşısında bulmuştur. İçerden ve dışarıdan baskılar,
ayaklanmalar hatta dış güçlerin işgal girişimleri karşısında
ne yapacağını tam bilemez ve Babası Sultan Murad’ı tekrar
görevine çağırır.
2.
Murad ise Sultan Mehmed’e “Artık padişah sensin.” diyerek
isteğini geri çevirir.
Bunun
üzerine Sultan Mehmed, babasına şu tarihi mesajı yollar:
Baba,
eğer bu devletin padişahı siz iseniz gelin ve ordunun başına
geçin. Eğer bu devletin padişahı ben isem size emrediyorum. Gelip
derhal ordunun başına geçin.
İçerdeki
isyanları, dışarıdaki saldırıları önleyen 2. Murad tekrar
tahta geçer ve 1451 yılında vefat edene kadar tahta kalır.
Şehzade Mehmed ise tekrar Manisa valiliğine atanır ve burada
çalışmalarına ve eğitimine devam eder.
Fatih’in
son derece iyi eğitim almış, parlak bir zekaya sahip, bir şeyi
yapma konusunda aşırı kararlı ve tutkuyla bağlı, düşüncesinden
asla vazgeçmeyen, gerektiği zaman sert kararlar alabilen, kimseden
çekinmeyen, büyük hayalleri olan ve bu hayallerini yerine getirme
hususunda her türlü zorluğa hazır olan, nadiren gülen,
projelerini yerine getirme konusunda oldukça inatçı, atılgan,
cüretkar ve büyük bir devlet adamı ve lideri özelliği taşıyan
bir kişiliğe sahip olduğu bilinmektedir. Bazen de, oldukça sakin,
mülayim, yumuşak, iyi kalpli ve affedici idi. Yani iki duygu durumu
arasında bir duygusal yapıya sahip idi.
Fatih,
çok tedbirli ve temkinli davranırdı. Bir savaştan önce bütün
detayları inceler, ona göre karar verirdi. Hatta düşmanlarını
çok iyi aldatırdı. Birçok savaşta düşmanlarına başka
yerlerle savaşacakmış gibi yapıp onları hazırlıksız
yakalamıştır. Yapacağı seferlerden en yakınlarını bile
haberdar etmez ve bunların gizli kalmasına çok dikkat ederdi.
Bu
özelliklerini övmek için yazmadım dikkat edilmelidir ki bu
özellikler bir Fatih’te olması gereken özelliklerdir.
Fatih
Sultan Mehmed’in övülecek bir çok özelliğini, başarısını
bulabiliriz ancak unutulmaması gereken şey ise Fatih’in de bizim
gibi bir insan olduğudur.
Eğer
çocuğunuza değer verir ve ona güzel örnek olarak
yetiştirirseniz. Ona hem İslam’ı hem de dünyayı iyi
öğretirseniz.
Allah’ın
izni ile yeni Fatih’ler aramızdan çıkacak ve bu düzene dur
diyeceklerdir.
Allah
bizlere yeni Fetih’ler nasib eder inşallah.
12
Kasım 2015 Ankara Mustafa Şenyurt